Türk Hukuku’na göre teknik direktör, antrenör ve kulüp çalışanları yerleşik yargıtay içtihatlarına göre 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında ‘işçi’ statüsünde yer alıyor. Profesyonel sporcular ise belirli süreli hizmet sözleşmesinin taraflarından birisi olarak hukuki varlığını devam ettiriyor.
Resmi Gazete’de 26.04.2022 tarihli 31821 sayılı ile yayımlanan ve yayım tarihi ile yürürlüğe giren 7405 sayılı ‘Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’ ve sonrasında bu kanuna bağlı olarak yayınlanan Spor Kulüplerinin Birleşmesi ve Malvarlığı Devri Yapmalarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte spor kulüplerinin ya da Spor Anonim Şirketleri’nin aynı ilde bulunmaları halinde birleşebilecekleri, kısmi ya da tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devir olabilecekleri düzenlenmiş durumda. Spor hukuku alanında çalışmalar gerçekleştiren hukukçu F. Ahmet Yavaş’a göre kulüplerin birleşmesi halinde profesyonel sporcu sözleşmelerinin hukuki durumları hakkında belirsizlik söz konusu.
Sporcu sözleşmeleri üzerine çalışmalar yapan hukukçu Ahmet Yavaş, “Spor kulüpleri ve Spor Anonim Şirketleri kavramı 7405 sayılı kanun ile hayatımıza girmişti. Aynı kanunun 8. maddesi Birleşme ve Devralma başlıklı olarak bu içeriği düzenlemekteydi. Buna göre genel kurul üyelerinin oranında oluru ile yönetim kurulları arasında yapılacak yazılı bir sözleşme ile bakanlığın onay vermesi halinde aynı ilde yer alan spor kulübü veya spor anonim şirketleri tüm aktif ve pasifleri ile birleşebilecek ya da devir olabilecektir. İlgili yönetmeliğin 20. maddesi ile spor anonim şirketlerinin kendi aralarındaki birleşme, bölünme ve mal varlığının devri işlemleri ile Spor Anonim Şirketi’nden spor kulüplerine yapılacak mal varlığı devirleri hakkında TBK 202,203 hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Payları borsada işlem gören spor anonim şirketleri de dahil olmak üzere tüm halka açık spor anonim şirketleri sermaye piyasası mevzuatına tabidir. TBK 202 hükmünde ‘Malvarlığının veya işletmenin devredilmesi’ başlığı ile yapılan düzenlemeye dayanarak işletmenin çalışanı konumundaki işçilerin ya da yeni işveren konumundaki devralanın devir ya da birleşme sonrası iş sözleşmelerinde yapacağı feshin, haksız fesih olacağı 4857 sayılı İş kanunun 6. Maddesinin 5. Fıkrasında düzenlenmiştir. Spor endüstrisinde İş kanununa tabi olan çalışanlar teknik direktörler, antrenörler, vs. oluşturmaktadır. Peki profesyonel sporcular? Belirli süreli hizmet sözleşmesi ile spor kulüplerine karşı sorumlu bulunan ve işçi sayılmayan bu sporcular bahsi geçen aktif ve pasif mal varlığı içinde yer almakta mıdır? Cevap evet ise bu devir veya birleşme sonrası sporcu sözleşmelerinin ahvali ne olacaktır. Günümüz spor, özellikle futbol endüstrisinde yapılan yüksek meblağlı ve en ince ayrıntısına kadar düşünülerek düzenlenen kontratlar düşünülünce bu akitlerin fesih hakkının doğmaması için bir sebep gözükmemektedir. Zira sözleşmenin bir tarafı değiştiği gibi forma giyilen kulübün her ayrıntısı değişim gösterecektir. Eğer ki burada profesyonel sporculara da İş kanunu hükümlerine dayanılarak fesih yasağı getirilecekse bu sefer bu karar işçi niteliğinde yargılanmak isteyen yüzlerce sporcu için emsal oluşturacak ve Türk Spor Yargısının içeriğinde değişime yol açabilecektir” dedi.
Bilal Tarı: “Türk Spor Hukuku açısından yeni bir soru doğurmuştur”
Usul Hukuk & Danışmanlık avukatlarından Avukat Bilal Tarı ise, “Profesyonel sporcuların işçi sayılmaması gerektiği fikrinin başlıca argümanı profesyonel sporcuların aldıkları yüksek ücretler sebebi ile işçi sayılmaması gerektiği, bir kere bu yanlış bir yaklaşım bir kimsenin işçi niteliğini aldığı ücret ile değerlendirmek ne denli doğru olacaktır, kaldı ki teknik adam sözleşmelerinin ülkemizde futbolcu sözleşmelerinden aşağı kalan bir yanı bulunmamaktadır. Bu yapılan düzenleme zaten aklı karışık olan ve bilinmezlikler üzerine kurulu olan Türk Spor Hukuku açısından yeni bir soru doğurmuştur, Yargıtay’ın profesyonel sporcuların alacak davalarında iş mahkemelerini görevli olduğu kararını verdiği ve spor hukukçuları tarafından profesyonel sporcuların niteliğinin işçi niteliğinde olduğuna dair olan baskın görüşe rağmen İş Kanunu 4. Madde ile işçi sayılmayanlar arasında sayılan profesyonel sporcular üzerinde yapılan ve içeriği ile çelişen bu düzenlemenin zaten borç içerisinde yüzen spor kulüplerine ağır darbeler indirmesi olası gözükmektedir. Futbolcuların devir dolaylı fesih yasağı kapsamında değerlendirilmemesi ihtimalinde kulüpleri toplu sözleşme fesihleri veya her yeni sözleşme hazırlığında bir çıkış maddesi olarak bu ihtimalin taraflarca sözleşmeye eklenmesi beklenebilir. Bunun önüne geçilmesi gerektiğinde hangi yasal düzenlemenin dayanak gösterileceği ise meçhuldür, iş kanunun yukarıda bahsedilen düzenlemesine atıfta bulunulacaksa zaten CAS ve AİHM tarafından bağımsızlığı ve geçerliliği sorgulanan TFF hukuk kurullarının zorunlu tahkim şartı olmalarının geçerliliği sorgulanmalıdır” ifadelerini kullandı. – İSTANBUL