Bilinçaltı Teknikleri Nelerdir?
Ben Nevin OKTAY. Ticaret Bakanlığı İstanbul Ticaret İl Müdürlüğünde uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli oldum. Böylece 2017 senesinden itibaren ilgilendiğim bilinçaltı sistemlerine daha ağırlık vermeye başladım.
ÇALIŞMA ALANLARIM:
- TDM (Titreşimlerle Dönüşüm Metodu)
- Access Bars Eğitmeni
- Refik Korkmaz Bilinçaltı Eğitmeni Ve Uygulayıcısı
- Neuro Format – Reesetting A’ dan Z’ ye Hastalıkları – Kilo ve Çocuk Hastalıkları Uygulayıcısı
- Aile Dizimi
- Yaşam Koçu
- Reiki-Kundalini Reiki Master
- Numeroloji
- Sarkaç
- Nefes Koçluğu
- Spritüel Koçluk
- Jean Adrian Arınma Sistemi Uygulayıcısı
BİLİNÇALTI TEKNİKLERİNDEN BAHSETMEK İSTİYORUM.
Bu konuda bir çok teknikler bulunmaktadır. Benim uygulamalarım bu şekildedir.
“Titreşimlerle Dönüşüm Metodu (TDM), insanın sahip olduğu programlarıyla (inançlarıyla) çalışarak hayatı şifalandırmaya yönelik modern bir yöntemdir. Elementlere ait enerji yönetimi sayesinde hayatımızda dönüşüm yaratan bir metottur. Kadim bilgileri modern yaşam şartlarıyla mükemmel uyum sağlayan bir metottur.” Metodun kurucusu Inna Goloviznina’dır. Kas testi yöntemi ile bilinçaltındaki değersizlik, kendini sevmeme, öfke, korkular, hüzün, yas, güvensizlik gibi olumsuz program ve duygular bulunarak elementlerin akışlarına göre sizi kısıtlayan bu duygular anda dönüştürülmektedir. Bir çok konuda uygulama alanı olduğu için bir çok enstrümanla çalışma yapılmaktadır. Aile çatışmalarının, kilo vermenin, yaşam alanlarını düzenlemenin, para yaratmanın, ilişkileri düzeltmenin mümkün olduğuna şahitlik ettim.
NEURO FORMAT Barış Muslu tarafından geliştirilen bir metottur.
Dr. Hamer oğlunun ölümünden kısa bir süre sonra testis kanserine yakalanır. Dr. Hamer oğlunu kaybetmesinden dolayı kansere yakalandığını düşünmektedir. Hamer, kanserli hastaların hikayelerini araştırdığında hepsinin geçmişinde bir çeşit beklenmedik bir şok olduğunu görüyor. Yaşanan şoklarda beynin belli bir organı etkilediğini anlıyor. Böylece Dr. Hamer her hastalığın beklenmedik bir şok veya travmadan kaynaklandığını buldu. Beklenmedik çatışmanın olduğu anda şok beyinde belli bir bölgede lezyona neden oluyordu.
Danışanın sindiremediği olay her ne ise o ana götürülerek bilinçaltından bu duygular EFT vuruşları ile dönüştürüldüğünde danışan bize şikayetlerinin geçtiğini bildiriyor. Bu durumu bizzat ben çok yaşadım ve yaşadığım olay her ne ise o ana gidip bu metodu uygulayarak mide ağrılarımı geçirmişimdir.
Refik Korkmaz Bilinçaltı sistemleri eğitmeni ve uygulayıcısı oldum. Hayvan ve Ağaç sembolleri metafor olarak kullanıldığında geçmişinde yaşadığı üzüntü veren bir olayı hatırlıyor bu olayla ilgili olumlu cümleler kurduğumuzda bu olayın etkisinin gittiğini ve kendini rahatlamış ve mutlu hissettiğini anlatıyor. Dönüştürüp olumlamaya çevirdiğimizde gelen danışan kendisinin iyi hissettiğini bildiriyor.
Birazda bu şifalanma teknikleri nasıl oluyor da kişileri iyi hissettiriyor konusu ondan bahsetmek istiyorum.
“Evrenin gizemini anlamak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünün.” Demiştir Nicola TESLA.
Tesla “tüm alanı dolduran aydınlık eterin, yaşamı veren yaratıcı kuvvet tarafından üstlenildiği yazmıştır. Eter, ışık hızının yakınında sonsuz küçük kıvrımlarla maddeye dönüşebiliyor ve tekrar eski formuna geri dönebiliyor. Eterin tüm uzaydaki alanı doldurduğunu söylemektedir. Hareket kesildiğinde, kuvvet kaybolduğunda madde tekrar eter’e dönüyor demektedir. Eter olgular için vazgeçilmez bir işleve sahiptir. Evrensel yer çekimi, atalet, momentum ve gök cisimlerinin hareketinin yanı sıra tüm atomik ve moleküler maddeleri de kast ediyor.
Dünya’nın boyutunu değiştirebileceğimizi, mevsimleri kontrol edebileceğimizi, evrenin sınırları boyunca seyahat edebileceğimizi, insanın kendisini sonsuz biçimlerde canlandırıp geliştirebileceğinden bahsetmektedir. Madde atomlardan oluşmuştur. Atomun alt parçacıkları; fotonlar, bozon, mezon, fermiyon, baryon ve graviton şu an için bilinenler. Burası enerjitik boyuttur ve her madde de bu boyut vardır. Işık hızı yaklaşık saniye’de 300.000 km/sn yol aldığını biliyoruz. Acaba biz enerji boyutuna geçebilseydik 5 saniyede nerelere kadar seyahat edebilirdik. Acaba hatıralarımıza giderken, beynimiz nasıl bir hızla yol alıp, geçmişte yaşadığımız o ana gidip oradaki görüntüleri bizim önümüze getirirken gerçekte ışık hızıyla mı yol almakta.
Vladimir Poponin fotonun bulunduğu boruya DNA konulduğunda DNA’ nın, fotonlara direkt etki ettiğini, sanki görünmez bir güçle fotonların, boruda düzenli bir şekilde sıralandığını gözlemlediler. DNA’yı borudan aldıklarında, fotonların düzenlerinin bozulacağını düşünmüşlerdi. Ama beklenenin tam tersi oldu ve fotonlar sanki DNA hala oradaymış gibi düzenli bir halde kalınca insan DNA’sının fiziksel dünyayı direkt etkilediğini anladılar.
Araştırmacılar deneyleri bir çok kez tekrarladılar ve fiziksel olarak ayrılsalar bile DNA ve fotonlar arasında bir bağ olduğunu ve kuantum fiziğinin “kuantum alanı” dediği bir alan aracılığıyla birbirleriyle bağlantılı olabileceklerini düşündüler.
Boşluk olarak gördüğümüz alan hiç de “boş” değildir. Bilakis içinde milyarlarca verilerin dalgalar aracılığı ile hareket ettiği ve yayıldığı bir alandır. Bu deney Rezonans Kanununu anlayabilmemiz için oldukça aydınlatıcı olmuştur. Görüp anlayamadığımız bu enerjetik alan, iç ve dış alemimiz arasında bir bağlantı oluşturur. Ses dalgaları da bir titreşimdir ve titreşim sayesinde kelimeleri anlarız. Kollektif bilinçten gelen her fikir bu alandan bizlere yansır. Bu enerji alanı farkında olsak da olmasak da her şeyle ve herkesle bağlantı içinde olmamızı mümkün kılar. Bugün kablo olmadığı halde aynı frekansa girdiğimizde uydular aracılığıyla kilometrelerce uzaktaki ülkelerle iletişim kura bilmekteyiz.
Benim bu konudaki düşüncelerim şöyledir: Atalarımızla ortak bir bağlantı içindeyiz çünkü aynı hücre ve DNA’ya sahibiz yani aynı anda ışık hızıyla atom altı parçacıklarımız haberleşebilmektedir.
Gelecekte yaptığımız bir olay eş zamanlı geçmişimize giderek bir şeyleri yeniden yapabilir veya bu anda yaşadığımız bir olayın geçmişte yaşadığımız olayları etkileyebilir diye düşünüyorum.
Bu eğitimler sonucunda anladığım eğer bir insan hiçbir şeyi dert etmezse, olanı olduğu gibi kabul edip her şeye gülebilecek kapasite de olabilirse, hastalıklarında oluşmayacağına inanıyorum ama atalarımızdan aktarımlar, kollektif bilinçten aktarımlar ve çocukluk dönemimizi değiştiremeyeceğimiz için en azından bugünün gençleri daha sağlıklı bir nesil için daha dikkatli olmaları daha kendilerini sevmeleri gerektiğine inanıyorum. İnsanlar çocuklarını sevdikleri gibi birbirini sever ve anlayabilirse dünya cennet olabilir diye düşünüyorum.
Acces Bars ise başımızda bulunan 32 Bars noktaları ile çalışılan bir metotdur. Soruda kalmak önemlidir. Her şey bir soru ile başlamıştır. Sor ve bırak der. Ve Accesin kendine ait soru cümleleri vardır. Kurucusu Gary Douglas’dır.
Refik Korkmaz bilinçaltı çalışmalarında çok farklı yöntemler vardır.
Bilinçaltı neden temizlenmeli?
Bilinçaltında bulunan kodlar insanın kendini değersiz hissetmesine, sağlıklı ilişki kuramamasına sebep oluyor. Ayrıca yaşanan travmaların nasıl etki yarattığını bilemiyoruz. Bir an bile yaşadığımız bir şok bizi hasta edebiliyor. Bunun farkına varıp bilince getirmek ve bu enerjileri serbest bırakmak hastalığında iyileşmesine sebep oluyor.
Bilinçaltı değişimi ne kadar sürede olur?
Bir seansta da olabiliyor bazen 3-4 seans da olabiliyor ama yaşanan travmaların şiddetine göre süre değişiyor.
Kök inanç nedir?
İnançlarımız yani programlarımız genetik yani soydan, proje amaç dönemi ve bu yaşamdan ve kollektif bilinçten gelen ilk program kök inancı oluşturuyor.
Seans süreleri ne kadar sürüyor ve ne kadar tekrar daha doğru?
Bazen 45 dakika ile 1.5 saat sürebiliyor. Travmanın durumuna göre değişiyor.
Online çalışmalar da yapıyor musunuz?
Emekli olduktan sonra online çalışmalar yapıyorum ve ücretsiz canlı yayınlar yapıyorum.
Geri dönüşler nasıl oluyor?
Çok güzel dönüşler alıyoruz. Dualar ve teşekkür almak çok güzel bir duygu.
İzleyicilerimiz sizlere nereden ve nasıl ulaşabilirler?
@369kuantumefekti instagram adresinden ulaşabilirler.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
“Heal” diye bir belgesel izledim. Orada da anlatıldığı gibi bir çok ülkede artık tıp hastalıkları beden, zihin, duygu ve ruhsal açıdan inceliyor. Türkiye’de de bu yönle ilgilenen doktorlarımız var. bunun daha çok yaygınlaşması benim hayalimdir.
